© Gündemdeyiz

ŞİRİN DEMOTOLOG İLE GÜZELLİK SIRLARI!

Başlıkta da belirttiğimiz gibi adı gibi şirin olan Malatyalı Uzman Dermotolog Şirin Çelik ile güzel ve keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. Halk dilinde amiyane bir tabir ile kullanılan “Yap bana bir güzellik” söyleminden yola çıkarak uzman doktorumuzdan güzelliğe ilişkin önemli ve detaylı sırları sizler için derledik. Americano kahvelerimizi alıp başlıyoruz.
Dermotoloji ve güzellik arasında nasıl bir bağlantı söz konusu?
Dermotoloji cilt hastalıklarına bakan tıp ana bilim dalını aslında ifade ediyor. Cildimiz bizim bedenimizi kaplayan en büyük yegane organımız. Güzellik de cildimiz ve cilt dokumuzla dışarıya yansıtılır. Sonra biz yaşlandıkça insanlar, organlarımızın yaşlanmasıyla bizim yaşlandığımızı algılamıyor. Cildimizin yaşlanmasıyla bizim yaşlandığımızı anlıyorlar. Bunun için cildimizdeki deformasyonları ve yaşlanma etkilerini bizler dermokozmetik işlemlerle düzelterek cildi eski kalite ve formuna kavuşturuyoruz. Şöyle bir deyim vardır ya “ En değerli giysimiz cildimiz”
Kadınların ve Erkeklerin en çok başvuru rahatsızlığı nedir?
Dermotolojik hastalıklar açısından kadınlar ve erkekler arasında çok büyük bir fark yok. Ama yaşlara göre farklılıklar olabiliyor. Ergenlik çağında sivilceler ve akneler fazla oluyor. Yaşlılarda cilt kuruluğu, ayak ve tırnak mantarları çok oluyor. Belli yaşlardan sonra Erkeklerde saç dökülmesi bir hayli tedavi talebi doğuruyor. 
Güzellikle ilgili başvurular açısından bu işlemler her iki cinsiyet için yapabildiğimiz işlemler olduğundan herkese yapabiliyoruz. Ancak elbette genelde kadınlar daha sık başvuruyor. Dolgu uygulamaları ve botoks gibi işlemler için başvuruyorlar. Bunun arkasından leke tedavileri, gençlik aşıları, mezoterapiler, altın iğneli radyofrekans, HIFU, iple yüz asma gibi tedaviler geliyor. Erkeklerde ise genelde saç dökülmelerinde yaptığımız PRP, Kök hücre tedavisi ve saç mezoterapisi işlemleri ve de yine yaşlanmaya karşı yaptığımız botoks, dolgu, mezoterapi gibi işlemler yapıyoruz.
Önümüzdeki yıllarda insanları gençleştirecek ve güzelleştirecek ne gibi yeni teknik ve trendler olacak?
Zaten günümüzde de o kadar çok şey var ki; insanların kafası çok karışık. Yani biz hekimler zaten onları yönlendiriyoruz. Muayene yaptıktan sonra problemleri ve rahatsızlıkları neyse ona göre yönlendiriyoruz. Şuan da elimizde çok güzel seçenekler var. Üst yüz bölümünde kırışıklıkları azaltmak için botoks yapıyoruz, şakak bölgesinde çökükler için dolgular yapıyoruz, kaş asmak için ip askı yöntemleri yapıyoruz. Göz çevresine gençleştirici enjeksiyonlar, mezoterapiler, lazerle göz çevresi gençleştirme işlemleri, göz altındaki çökükler için dolgular yapıyoruz. Yine yüzü kaldırmak için fokuslu ultrason, 4Dlifting, iple yüz asma gibi çeşitli işlemler yapıyoruz. Dudak dolgusu yada lazerle dudak dolgunlaştırma yapabiliyoruz. Burun ameliyatı olmak istemeyenlere dolgu veya ipler ile burun şekillendirme yapabiliyoruz. Lazerle burun derisini inceltebiliyoruz. Boyun gıdı bölgesindeki yağları yağ yakıcı enjeksiyonlarla ve cihazlarla azaltabiliyoruz. Boyun bölgesini lazer veya mezoterapiler ile sıkılaştırma gibi işlemler yapıyoruz. Vucut bölgelerinde sıkılaşma talebi olduğunda altın iğneli radyofrekans, fokuslu ultrason ve diğer işlemleri yapabiliyoruz. Aslında elimizde çok çeşitli ve etkili tedavi yöntemleri var. Bu sektör çok hızlı ilerliyor, gelişiyor. Tecrübelerimize daha yeni yöntemleri ekliyoruz. Ameliyatsız işlemlerle ameliyat yönteminde elde edilene çok yakın sonuçlar alabiliyoruz. İlerde elbette ki bunların daha gelişmiş versiyonları ile karşılaşacağız.
Çok gülen insanlarda göz kenarı kırışıklıkları şehir efsanesi mi? Tıbben bir izahı varmı dır?
Şimdi yüzde oluşan mimiklere bağlı bir durum aslında. Örnek bir kağıdı katlayıp tekrar açtığınızda katladığınız noktada çizgi izi kalır. Cildimizde böyledir. Çok şaşırma mimiğine bağlı alında yada gülerken göz kenarında oluşan katlantılara bağlı kazayağı kırışıklıkları oluşuyor. Çok mimikle zamanla yerleşiyor ve derinleşiyor. Yaşa bağlı olmaksızın çok mimik yapmaya bağlı bu çizgiler oluşabiliyor. Çizgiler çok yerleşmeden botoks yaptıran insanlarda bu çizgilerin yerleşmesini önleyebiliriz.
Cilt yaşlanmasında güneş ne kadar etkili, bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?
Biz dermotologların iki lafından biri ‘güneşten korunun’ oluyor. Yaşlanmayı etkileyen birkaç faktör var. En önemlisi genetiğimiz, stres, çevre kirliliği, karbonhidrat ve şekerli beslenme yaşlanmayı hızlandırıyor. Güneş ayrıca ciddi şekilde ciltte leke oluşumuna yol açıyor. Sürekli yoğun güneş altında kalan insanlarda cilt kanseri bile oluşabiliyor. Bu sebeplerden dolayı fazla güneşe maruz kalmak sağlıklı olmaz.
Günlük D Vitamini ihtiyacımızı güneşte 20 dakika gibi bir sürede alabiliyoruz. Geri kalan zamanlarda güneş koruyucu kullanılmasını öneriyoruz.
Bugün yapılmayan neler yapılır hale gelecek?
Mesala benim beklentim saç dökülme tedavilerinin daha ileri seviyelere ulaşacağıdır. Saç ekimi yapılmadan tedavilerin yapılması muhtemel görünüyor. Tek bir uygulama ile saçı güçlendirecek ve eski haline getirecek bir yöntemin olacağını tahmin ediyorum. Gerçek anlamda yaşlanmayı geciktirecek tedavi yöntemlerinin bulunabileceğine inanıyorum. Hatta bulunmalıdır!
Estetikte örnek alınan insanlar var mı?
Ünlü mankenler ve popüler oyuncuları gösterip onlara benzemek isteyenler olabiliyor. Sosyal medyanın hayatımıza girmesiyle insanlarda şu algı gelişti. Herkes güzel ben çirkinim. Aslında böyle bir şey yok.Herkes en güzel halini ve genellikle filtreli paylaşıyor. Bu da doğal olarak kişinin kendini çirkin hissetmesine yolaçıyor. Yapılan işlemlerde bütün kadınlar birbirine benziyor hale gelebiliyor. Halbuki kişinin cilt kalitesini korumaya ve kendi doğal güzelliğini ortaya çıkarmaya yönelik işlemleri yapmayı daha çok tercih ediyorum.
Cilt bakımına kaç yaşından itibaren dikkat edilmesi gerekir?
Aslında ergenliğe girdikten sonra hormonal faktörlere bağlı ciltte yağlanma süreci, gözeneklerde tıkanmalar, sivilceler başlıyor. Bu dönemden itibaren cildin temizliği ve ph dengesi sağlanmasına dikkat edilmesi gerekiyor. Cilt yapısına bağlı olarak kişiye uygun cilt bakımlarının ergenlik döneminden sonra başlayarak, belli aralıklarla , sürekli yapılmasında fayda vardır.
Kadınları ve Erkekleri ergenlik döneminden itibaren rahatsız hatta en çok mutsuz eden şey sivilce. Sivilce ve siyah nokta sorunları engellenebir mi?
Bu fizyolojik bir durum olduğundan engellemek pek mümkün değil. Engenlik dönemindeki hormonal değişimlere bağlı olarak gelişir. Ancak çeşitli önlemler alarak en aza indirmek mümkündür. Sivilcilerin şiddetine göre dermatoloğun vereceği tedavi yöntemi uygulanmalıdır. Süt ve Süt ürünleri, şekerli gıdalar sivilcelere yol açıyor. Bunlardan uzak durmak lazım. Stres ve sürekli yüze dokunmak da sivilcelerin artmasına yol açar bunlara da dikkat etmek lazım. 
 Sivilce ergenlik döneminden farklı zamanlarda görülür mü?
Sivilce bebeklerde bile görünebiliyor. Anne hormonlarının bebeğe geçmesine bağlı bir durumdur. Erişkin kadınlarda 30’lu yaşlardan sonra erişkin aknesi görülebiliyor. Erişkin aknesi çene ve boyun bölgesinde oluşuyor. Rozasea hastalığında kızarıklık ve akne görülebiliyor. İlaçlara bağlı, özellikle kortinozon kullananlarda ve B12 vitamin takviyesi kullananlarda bile akne çıkabiliyor. Spor yapanlar ve aşırı terleyenlerde vücutta akneler çıkabiliyor.
 Eczaneden alınan cilt bakım ürünleri ile büyük parfümerilerden alınan cilt bakım ürünleri arasındaki fark nedir?
Kesinlikle fark var. Eczaneden alınanlar dermokozmetik oluyor. Doktorların tavsiyeleri ve Sağlık bakanlığının denetim ve onayından sonra satışa sunulabiliyor. Ama diğer yerde satılanların çoğunda böyle denetim ve resmi prosedürleri görmek pek mümkün olmuyor.
 Cilt bakım kremlerinin yaşlanmayı geciktirdiğine gerçekten inanıyor musunuz?  Yüzümüzdeki ince çizgilerin oluşumunu engellemek sadece dışarıdan uygulanan müdahalelerle mi gerçekleşiyor?
Bu sektör çok geniş. Çok güzel markalar ve ürünler var elbette. Etlili bir ürünün cilt altına nüfus etmesi gerekiyor. Uygun şartlarda, kaliteli hammadde ile hijyenik olarak üretilmesi gerekiyor. Bu şekilde etkinliğini inandığım ve önerdiğim kremler veya serumlar var . Ancak yaşlanma etkilerini azaltmak kırışıklıkları yok etmek için maalesef kremler tek başına yetmiyor. Bizim uyguladığımız dermokozmetik tedavi yöntemleri ile birlikte yürümesi daha etkili olacaktır.
 Anti-aging ürünlerin kullanımına ne zaman başlanmalıdır?
Kişi kendini ne zaman yaşlanmış hissediyorsa kullanmaya başlamalıdır. 30’lu yaşlardan sonra zaten gerek görülüyor. Cildimiz her zaman neme ihtiyaç duyar. Bizim nem dediğimiz şey yüzün su dengesini sağlanmasıdır. Hücrelerin doğru çalışması için nemlendirilmeye ihtiyacı var. Nemlendirme her yaş grubunda yapılmalıdır. Cildin kolajeninin azalmaya başladığı 25-30 yaşlardan sonra da çeşitli yaşlanma karşıtı ürünler kullanılmalıdır. 
Yeri yurdu olmayan Diploması olmayanlara dikkat!
Doktor olmayan, kaçak ortamlarda dolgu, botoks gibi tıbbi işlemler yapılıyor. Hatta gün gibi evlerde toplanıp kadınlar güzellik işlemleri yaptırıyor. Bunlar çok tehlikeli. Sağlığımız söz konusu. Onaylı ürün olmazsa cildimizde ciddi ve diğer organlarımızda ciddi ve tehlikeli rahatsızlıklar ortaya çıkabilir. Birebir aynı ama sahte ürünler piyasada bir hayli fazla. Sahte ürünler de sonrasında ciddi problemlere yol açabilir. Bedenimize be olduğunu ve nasıl üretildiğini bilmediğimiz ürünleri enjekte ettirmek istemeyiz değil mi? 
Uygulamaların da cildi ve anatomiyi bilen hekimlerin yapması gerekiyor, aksi halde çok ciddi istenmeyen durumlarla karşı karşıya kalabiliriz.
Hobileriniz nedir. Sosyal Hayatınızda neler yaparsınız?
Ben aslında işimi çok seviyorum. Bir çok zamanımı işime ayırıyorum. Toplantılar, konferanslara katılıyorum. Arkadaşlarımla buluşmayı ve keyifli sohbet etmeyi severim. Güzel yemekleri severim, o yüzden yeni yerler keşfetmek ve yeni lezzetler tatmak isterim. Gezmeyi çok severim. Terazi burcuyum. Terazilerin sanat yönü fazla olduğunu bilirsiniz. Müzik dinlemeyi, şarkı söylemeyi ve dans etmeyi severim. Kara kalem resim yapıyorum. Sergiler ve sanat atölyelerini ziyaret ediyorum. Şarkı söylemeyi severim. Gitar çalışmıştım bir aralar ama pek beceremedim. Konserlere gitmeye çalışıyorum. Tango yapıyordum bir aralar pandemi nedeniyle ara vermek zorunda kaldım. Dansın hayata neşe ve anlam kattığına inanıyorum.
 Dermatolog olmaya nasıl karar verdiniz?

Dermotolojiyi seviyordum. Ben çocukken bir cilt hastalığı geçirdim. Saç derimde bir yara çıkmıştı. Sınıf arkadaşlarım benden uzak duruyordu. Kendimi dışlanmış görüyordum. Bu durum bende iz bırakmış olacak ki beni bu alana dermatolojiye yöneltti. O günlerde geçirdiğim rahatsızlığın derin bir mantar enfeksiyonu olduğunu yıllar sonra bu mesleğe girince öğrenmiş oldum.
Biraz da memleket!
Liseyi bitirene kadar Malatya’da yaşadım. Üniversiteyi kazanınca Hacettepe Üniversitesine Ankara’ya gittim. Sonra branşım ile ilgili uzmanlığımı İstanbul Bezmi Alem Üniversitesinde yaptım. Sonrasında hep İstanbul’da kaldım.
İstanbul’da yaşasam da hala Malatya ile aramda bağ olsun, hemşehrilerimle iletişimde olmak istiyorum. Bu sebeple Malatya iş insanları derneğine (MİAD) üye oldum. STK’lara üye olmak onlarla sohbet etmeyi, istişarelerde bulunmayı severim. Hemşehrilerimle bilgi paylaşmaya, konferans, seminer olursa seve seve katkı sunmaya hazırım. 
Bayramlarda illaki memlekete giderim ailemi ziyaret etmeye. Malatya usulü içli köfte, sadece biz Malatyalıların bildiği meşhur kiraz yaprağı sarmamızı ve sacda yapılan otlu peynirli katmeri çok severim.
Sosyal Medya size neler katıyor?
Eskiden gazete, radyo ve televizyonlar vardı. Ama şimdi kimseye bağlı olmadan sosyal medyada kendi kendinizi ifade edebiliyorsunuz. Yorumlara bakıyor insanlar. Ne tarz işler yaptığınıza bakıyorlar. Sizi samimi ve yakın bulanlar veya İşinizi beğenen ve merak edenler gelebiliyor. İşimi iyi yaptığıma inanıyorum, Malatyalı olmaktan kaynaklanan samimi duruşumu da sosyal medyaya yansıttığım zaman insanlar hekim olarak beni tercih etmek isteyebiliyor mesela. Sosyal medyayı kullanmayı seviyorum. Bu anlamda zaten profesyonel destek alıyoruz.
Sosyal medyadan bizi takip edenler bizi önceden tanıma fırsatı buluyor ve ziyarete geldiğinde aileden birinin yanına gelmiş gibi hissediyorlar. Bu durum bize de işinizi yaparken daha keyifle yapma fırsatı veriyor.
Yoğun iş hayatınızda bize zaman ayırdığınız için çok teşekkür ederiz. Saç konusuna da ayrı bir parantez açmak için ilerleyen süreçte tekrar sizi ziyaret etmek isteriz. Çok teşekkür ederiz.
 
Ben teşekkür ederim. Tüm Malatyalı ‘Güzel hemşehrilerime’ kucak dolusu sevgiler saygılar sunuyor, mutlu yıllar diliyorum.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER